Bizim ahalinin devlet veya hükumet ile bir sorunu veya talebi olduğunda iktidar partisinin ilçe başkanını arar ve derdine derman olmasını ister.Bu siyasi bir gelenektir! Ankara’dan bir milletvekili geldiğinde veya biri milletvekili aday adayı olmayı düşündüğünde, ilk kapısını çaldığı yer; ilçe teşkilatıdır. Ankara‘da, ilçe teşkilat başkanlarının bu nedenle bir dediği iki olmaz!Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bu gelenek vardır!Bir başka deyişle, Temsili demokrasiyi işleten bir gelenektir bu! Halkın yönetime katılımı bakımından ilçe teşkilatları birer köprüdür. Milletvekilleri ve bakanlarla halkın diyaloğunu sağlar!Düşünüyorum;Pazar günü yapılacak referandum sonrasında sandıktan ‘Evet’ çıkar ise ne olacak? Öne sürülen yeni anayasa paketini inceliyorum!Bakanlar partili olmayacak! Reis istediğini bakan yapacak! Milletvekillerinin etkisi ve yetkisi neredeyse “hiç” hükmünde kalacak! Kendi kendilerine demokrasicilik oynayacaklar, toplanıp, toplanıp dağılacaklar! Var da yok gibi olacaklar!Demem o ki; Artık ilçe başkanları vasıtası ile, iktidar partisinden talepleriniz olamayacak! Ankara köprüsü yıkılıyor!Milletvekillerini seçim öncesinde mahalle mahalle gezdiren, sizlerle tanıştıran, ilçe başkanlarının artık aracılık görevi bitiyor!Taleplerinize ve görüşlerinize “Fransız” kalacaklar! Yapacak bir şeyleri yok! Tut ki; ilçe başkanı herhangi bir haklı isteğinizi bir milletvekiline iletti… Milletvekili ne yapsın? Ne etkisi var, ne yetkisi var! Kısacası; sandıktan “evet” çıktı mı, ilçe başkanlarının gayri telefonları açılmaz. Açsa ne diyecek?Evet çıktığında “Temsili” demokrasilerin gereği ve ana hücresi olan “Halkın yönetime kısmen katılabilme” olanağı ortadan kalkıyor!Benim görüşüm, pazar günü oylayacağımız anayasanın kabulü temsili demokrasinin gelişmesine katkı vermiyor! Tam aksine; halkın yönetime katılımını engelliyor!Oyunuz nedir?Bilemem! Ben, halkın konuşmasından, yönetime katılmasından yanayım. Dayatmaya çalıştıkları ‘İki dudak demokrasisini’ sevmedim.Çocuklarımın ve torunlarımın monark yönetim altında inleyen bir ülkede yaşamasını arzulamıyorum.Oyum bu nedenle “Hayır” Çünkü biliyorum ki; toplumlar hak ettikleri şekilde yönetilirler! Bakalım Türk toplumu neyi hak ediyoruz?