04 Ağustos 2025, Pazartesi Yeni Haber
Haber Girişi : 4.08.2025

BAŞARI SIR MI?..

(Yazı bence politik; ama siz öyle değerlendirmeyip,ilgi duymayabilirsiniz. Zamanınızı boşuna almamak için hatırlatmak istedim.)

Singapur’daki, 2025 Dünya Su Sporları Şampiyonası dün sona erdi.
Avustralya olağanüstü bir başarıyla,ABD’yi de geçerek,
13’ü altın olmak üzere toplamda 28 madalya ile, Çin’in ardından sıralamada 2. sırayı aldı.

(Önce,daha 17 yaşındaki genç yüzücümüz Kuzey Tunçelli’ye kocaman bir alkış; sanırım siz de canlı seyretmişsinizdir, 800 metre serbest finalindeki dünya 6’cılığından sonra, dün de 1500 metre serbestte dünya 6.‘sı oldu…)

Avustralya’nın 25 milyonluk  nüfusu ile,nüfusunun 10-15 katı,hatta daha da fazlasına sahip ülkeleri -ekonomik durumu çok iyi olanlar da dahil- geride bırakmasının; Olimpiyatlar ve Dünya Şampiyonalarındaki -özellikle de yüzmede-olağanüstü bu başarısının nedeni ne olabilir?..

(Son Paris Olimpiyatlarında, 18’i altın olmak üzere toplam 53 madalya ile; ABD, Çin ve Japonya’dan sonra 4. sırayı almıştı…
Bir önceki Tokyo Olimpiyatlarında da,17’si altın olmak üzere toplam 46 madalya ile 6. sıradaydı…)

Tamam,Avustralya her tarafı sularla çevrili bir kıta-ada ülke…
Ülkede 10 binden fazla plaj var.(Her gün ayrı bir plajda yüzseniz,30 yıldan fazla sürer!..)
Tüm bu plajlar da herkese açık…
Sahiller ve plajlar halkın ortak kullanım alanları…

Tamam, Avustralya’nın ülke olarak hedeflenmiş bir ulusal proğramı var…
Kişi başına düşen yıllık geliri yüksek ülkeler arasında da ilk sıralarda…

Ama,gelin ben size kendi deneyimimden yola çıkarak, bu başarının görebildiğim nedenlerini aktarayım.

Avustralya’da bebekler daha yürümeyi öğrenmeden önce yüzmeyi öğreniyorlar desem yeridir.
(Daha 5 ya da 6 aylık iken yüzmeyi öğrenenler var…)
Çocukların okula başlamalarıyla birlikte,
okulda yüzme ve denizde güvenlik dersleri de başlıyor…

(Torunlarımın hepsi,
-7 yaşındaki Roman dahil-
benden çok daha iyi yüzüyorlar…
Onları yüzme derslerine götürdüğümde de, seyrederken keyif akmak bir yana,ben de yeni teknikler öğreniyorum…
(Kaldı ki,-bence bu yaşta fena sayılmaz- kronik Atrial Fibrillation kalp rahatsızı olmama karşın, hala 1200 metreyi 40 dakikada yüzüyorum.)

Sydney’de oturduğum evin 5-6 km’lik bir çemberinde,5 tane olimpik ölçekte yüzme havuzu var.
(Drummoyne,Leichhardt,
Cabarita,Homebush,Ryde)
Her biri de okullarca kullanılıyor.Gitmeden önce o gün okulların yüzme karnavali var mı diye kontrol edip,boş olanı seçiyorum…

Eşimle yürüyüş yaptığımız koyda da, ardı ardına spor tesislerinin bulunduğu dört büyük parkı geçiyoruz…

Türkiye’de mi?
Çeşme’de Paşalimanı’ndayız.
Evimizin tam karşısındaki burunda harika bir tesis var:
Atatürk Gençlik Kampı…
İzmir’de okuyan birçoğunuzun eminim bu kampta geçirdikleri tatlı anıları vardır…
Yıllardır,yıllardır boş…Bomboş…
Hiç bir okul gelmiyor.
Hiçbir etkinlik yapılmıyor…

Adından ötürü diyen de var!..
Sonunda yerli ya da yabancı  bir şirkete satılacağını düşünen de…
Bilemem…
Ama güzelim,dünya harikası tesis,sessizliğe bürünerek çürümeye terkedilmiş durumda…

Tesisin bulunduğu koy,Küçük Paşalimanı Koyu…
Çeşme’nin en güzel koylarından birisi…
Koyun yüzde doksanına şezlong ve şemsiyeleriyle  iki özel tesis el koymuş durumda!..
Halka da minicik,yüzde onluk bir alan ayrılmış!..
Çevredeki tüm koylara da özel firmalar (adları da ille havalı olsun diye, ‘Beach Club’…) el koymuşlar…
Sıkıysa gir!..
Şaka değil…
Giriş için kendi çapında bir servet ödeyeceksin!…
İçeriye su bile sokamazsın!..
Bir servet de yiyip içtiklerin için!..

Başarı sır mı?

İki ülke…

Değerlendirme sizin…

Yorum